roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Aralık 2019 Pazartesi

KADIN ROMANCI HANİFE MERT


  Gerek üzerinde çalıştığım yeni kitap projem ve gerekse buyıl 5. si yapılan CNR 5. Mersin Kitap Fuarı dolayısıyla uzun süredir blogumla ilgilenemedim. Ara ara girsem de her hangi bir paylaşım yapamadım. Artık fuar bitti. Fırsat buldukça bloğumda paylaşımlarımı sürdürmek istiyorum. İlk olarak bir söyleşi- tanıtım yazısı ile merhaba demek istiyorum.

 Mersin Gazetesi yazarlarından Bekir Zorba Bey'le yaptığımız söyleşiye istinaden, yazarı bulunduğu bazı bölgesel gazetelerde, köşesinde tanıtım yazısı yayınlamış. Kendisine teşekkür ediyorum.
 21 Kasım 2019 tarihli tanıtım yazısını beni tanımak ve hakkımda bilgi sahibi olmak isteyen blog dostlarımla paylaşmak istedim. Keyifli okumalar diliyorum.


KADIN ROMANCI HANİFE MERT
“ Atacağı adımı bilemeyen, geçmişteki ayak izine bakmalı.” H. Mert

Eğer edebi ölçü söz konusu ise ‘kadın yazar, erkek yazar’ ayrımı ne kadar anlamlıdır? Ancak toplumsal zihniyet bakımından kimi zaman bu bir zorunluluktur. Kanaatimce, pozitif ayrımcılık yapmak ve rol model yaratma adına kadın yazarlar öne çıkartılmalı. Kadın kahramanlar, kadın yazarlar, kadına şiddetin ve ayrımcılığın sıkça görüldüğü günümüzde bir duyarlığın temsilcisi, öncüsüdürler. Kadınlar hakkında onca ahkam kesenler, kadın yazarları okumadan kadınlar için ne diyebilirler ki? Türk toplumunda alışkanlık haline gelmiş ve hatta genel kabul görmüş bir yargıdır. ‘Erkek yazar kadın okur’. Fakat günümüzde bu yargıyı usul usul da olsa tersine çeviren kadın yazarlarımız var. Konuğum Hanife Mert de onlardan biridir.

Hanife hanım, MEŞYAD basın ödülünü aldığım gün ‘Düş Batımı’ adlı ilk romanını imzalayarak bana ulaştırma nezaketi göstermişti. Düş Batımı romanı, kadını merkeze oturtarak parçalanmış bir aile dramını konu ediyor. Kadın yazar olmak bütün haksızlıklara gözünü açmak demektir. Erkek egemen toplumun aldırış etmediklerini, kadın hissiyatı ve gözüyle açığa çıkartmak demektir.

1963 Samsun doğumlu Mert, sadece roman yazarı değildir. Hatta diyebilirim ki onun denemeci yanı roman yazarlığından da ileridedir. Yerel basında, sosyal medyada iki yüze yakın yazısı çıkmıştır. Ağırlıkla felsefe, ilahiyat, sosyoloji ve psikoloji konularında yazmaktadır. Özlü sözler yazmak da ayrı bir uğraşıdır onun için. O, yazarken sorgular. Toplumu, yaşadığımız dünyayı, çelişkileri, olumsuzlukları sorgularken…Aynı zamanda kendi içine doğru bir yolculuk yapmaktadır. Kendini tanımak peşindedir. Çünkü “ Kendini tanıyan, kendini bilendir. Kendini bilen insan kendiyle barışıktır. Dolayısıyla umutludur, hayata olumlu yaklaşır” demektedir. Yaşam felsefesini de şu sözlerle açıklıyor yazarımız: “ Bir yere varmak için insan önce kendine uğramalı, bütün yollar insanın içinden geçer.”

Amatörce yazdığı şiirleri de bulunan Mert, sevginin gücüne yürekten inanır. Sevgisiz hiçbir şeyin yeşermeyeceğini, sevgisiz yüreğin çorak topraktan farksız olduğunu iyi bilir.

Hanife Mert Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. Eğitimli bir insan olarak eğitime, özellikle kız çocuklarının eğitimine büyük önem verir. O bakımdan kızlarının iyi eğitim almalarını sağlamış, ikisinin de üniversite mezuniyetlerine fedakarca katkı sunmuş. Ona göre, toplumun yarısını oluşturan kadının kendi ayakları üzerinde durması, ekonomik bağımsızlığı yaşamsaldır. “ Özgür kadın özgür çocuklar yetiştirir. Özgür çocuklar ise özgür toplum demektir” sözüyle bu konudaki duyarlılığını anlatıyor.

Yurdun kuzey ucu Samsun’da başlayan yaşam yolculuğu Muş, Elbistan, İstanbul ve Anamur’un ardından, 1987 yılından itibaren yurdun güney ucu Mersin’de devam ediyor. 2008 yılında Mersin Deniz Ticaret Odası’ndan emekli oldu ve yazılarına daha fazla zaman ayırmaya başladı. İlk romanı ‘Düş Batımı’ 2015’te, ikinci romanı ‘Bakış Acısı’ 2017 yılında yayımlandı.

Mert, bu günlerde iddialı, iddialı olduğu kadar da zor bir proje üzerinde çalışıyor. Hummalı çaba içinde, üçüncü kitabı ünlü şair Orhan Veli’nin biyografik romanını hazırlıyor. Bu konuda Veli’nin yakınlarına ulaştı, nadir bulunan eserlerden faydalandı, kapsamlı araştırmalar yaptı. Hanife Mert’in heyecanından anlıyorum ki çalışması, Türkiye çapında ses getirecek potansiyele sahip. Ulusal çapta bir başarı hikayesine çok ihtiyacımız var. Neden bu çıkışı Hanife hanımla yakalamayalım?

Kendimden biliyorum. Yazarlık bir kere kanınıza girerse dur- durak tanımazsınız. Yeni eserler, projeler zihninizi sürekli meşgul eder. Yazarımız için de bu farklı değildir. Dördüncü kitabının, konusunu şimdiden belirlemiş bile. Yayımlanmış denemelerinden kişisel gelişim alanına giren yazılardan bir seçki yaparak, okurlarının beğenisine sunmak istiyor. Uzun soluklu, zorlu yolculuğunda başarılar diliyorum. Okuru bol olsun!

Gazeteci Yazar Bekir Zorba Bey'e bir kez daha teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Muhabbetle,
Hanife Mert


http://www.inovatifhaber.com/yazar-kadin-romanci-hanife-mert-2681.html
https://www.sokaktanhaber.com/2019/11/kadin-romanci-hanife-mert/
www.mersinsonhaber

8 Kasım 2017 Çarşamba

BAKIŞ ACISI KİTABIMDAN ALINTI




Hanife Mert - Bakış Acısı 👉 http://bit.ly/2h0d8nS

İnsan yarın ne yaşayacağını, başına ne geleceğini, onu bekleyen sürprizleri önceden kestiremiyordu. Tıpkı sonbaharda şiddetli yağan yağmurun, esen rüzgârın doğa üzerindeki yok edici etkisi gibi. Oysa bir müddet sonra ilkbaharda her şey yeniden hayat bulacak ve doğa tekrar canlanacaktı.

Ya bizim hayatımız?


Temelden sarsılan bu insanlar doğa gibi bir müddet sonra düzene girip tekrar can bulacak mıydı? Bunu zaman gösterecekti.

Sevgiyle kalın...

-Hanife Mert-

Tanıtım Bülteninden


Kitabımla ilgili merak edip öğrenmek istediğiniz herşeyi sormanız halinde mutlaka cevap alabileceksiniz...



Sevgi ve muhabbetle,

Hanife Mert

4 Şubat 2015 Çarşamba

"Düş Batımı" Kitabım Çıktı!!!



                                                            
Sevgi emektir, umuttur, sabırdır. Hiç yılmadan yorulmadan bıkmadan sürdürülen bir mücadeledir. İnsan sevdiğinin nazına kahrına tahammül gösterir. İşte, Kasım 2012 yılında "Anasız Oğlak" ismi ile yazmaya başladığım,daha sonra "Düş Batımı" olarak değiştirdiğim romanım benim için bir emeğin, umudun, sabrın ve uzun bir mücadelenin ürünüdür. Yazma süreci sıkıntısız geçti. Ancak yayınlatma süreci iyiden iyiye yıprattı. Kitabını yayınlatan arkadaşlarım bu süreci iyi bilir.  Kitap yayınlatmadan önce iyi bir  araştırma yapmak ve bu konuda uzmanlaşmış kimselerden yardım alınması gerektiğini düşünüyorum. 
 Kimi zaman umutsuzluğa düştüğüm, kimi zaman vaz geçme isteği ile karşı karşıya geldiğim kitabım sonunda basıldı. Bir iki güne kadar okuyucularıyla buluşacaktır.
  

 Kitabımın türü otobiyografik roman.Kendi hayat hikayemden kesitler halinde kaleme aldığım “Düş Batımı” isimli bu ilk romanımda ataerkil bir yapıya sahip olan Türk toplumunun temel taşı olan aile ve aile içi sorunların yoğun yaşandığı, boşanmaların hızla arttığı günümüzde, yıkılan yuvaların eşler, çocuklar ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini, çocukların psikolojisi üzerinde ki etkisini ve dolayısyla bu sorunların toplum hayatına olan olumsuz etkilerine roman havası içerisnde, roman kahramanları aracılığı ile mesajlar vermeye çalıştım… Ekonomik gücünü kazanamamış, sosyal güvencesi olmayan, küçük yaşta evlendirilen kadınların durumlarına kent ve kırsal kesim ayırımı yapmadan “ kadın” ve “aile” gözü ile bakarak onların sesiz çığlıklarına bir nebze ses olabilmeyi düşledim. Bu sorunların çocuk ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çekmeye çalıştım. Ayrıca olayın bir bölümünün köyde geçmesi hasebiyle okuyucuyu özellikle çocukluğu köyde geçen okuyucuları tasfirler ve betimlemelerle çocukluğu ile buluşturmayı amaçladım

Özetle, okuyan herkesin kendinden bir şey bulacağı ya da bazı bölümlerde kendini bulacağı bir kitap...

Ne demişler sabreden derviş muradına erermiş. Onca mücadelenin sonunda karşılığını almış olmak, çekilenleri bir çırpıda yok ediveriyor.

Keyifli okumalar...

Muhabbetle,
Hanife MERT


Halimiz Ortada

  Dün, uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım aradı beni. Görüşmememizin özel bir nedeni yok. Hayat gailesi işte... Kendimizi öylesine kap...