Bildiğiniz gibi insan
yaşamı tek düze değildir. İnsanın kimi zaman sevinç, kimi zaman hüzün,
kimi zaman da tatlı heyecanlar yaşayacağı gibi, vicdanını sızlatacak, canını
acıtacak, hatta kanını donduracak kadar üzüntü, öfke yaşaması da muhtemel...
Ülkemizin içinde bulunduğu durum hepinizce malum. Onları tekrar dillendirmeye
ne gerek var...
Benimle ilgili olan
değişimden bahsedeyim sizlere. Fırçadaki Son Şiir/ Bir Orhan Veli Romanı adlı
kurmaca biyografik romanımı biliyorsunuz. Geçen yıl temmuz ayında çıkarmıştım.
Ardından vakit kaybetmeden dördüncü kitabımın hazırlıklarına başladım. "Bu
ne acele? Ardından atlı mı kovalıyor? diye düşünebilirsiniz. Bu durum sanırım
edebiyat dünyasına geç girmiş olmanın eksiğini hissediyor olmamdan kaynaklı
olsa gerek.
Düş Batımı, Bakış Acısı
ve Fırçadaki Son Şiir kitaplarımda olduğu gibi "Yolculuk"
kitabımın da yayımlatma süreci beni oldukça zorladı. İnanın ülkemizde kitap
çıkartmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor. Her şeyde olduğu gibi artık
yayınevleri de işi ticarete dökmüşler. Kitap basımı için istedikleri paraları
duysanız dudaklarınız uçaklar. Onların benden istedikleri parayla biz şuan ki oturduğumuz evi satın almıştık. Varın ötesini
siz düşünün...
Yayınevlerinin istediği
parayı ödemedim tabi ki. Bunun olanağı yoktu. Aralarında vicdanlı yayınevleri
de yok değil hani. Uyanış Yayınevi bunlardan biriydi. Makul bir sözleşmeyle
anlaştık. Tabi bu arada benim sevincime diyecek yoktu...
Kitabım 22 Aralık 2022'de
raflardaki yerini aldı. Çiçeği burnundaki yeni kitabım
"Yolculuk" diğerlerinden farklı olarak kişisel gelişim tadında bir
kitap. Bu kitabı yazma nedenimden kısaca bahsedeyim. Toplum olarak, bireyler
olarak hayat gailesine öylesine kaptırdık ki, “kendimizi” unuttuk... Yaşamın
amacını sadece yemek yemek, para
kazanmak, işte çalışmak ve günlük rutine bağladığımız işleri yapmak olarak
algıladık ve bundan öteye gidemedik.
Oysa yaşamımızı sağlıklı bir şekilde sürdürmek
için, sağlıklı bir ruh yapısına ihtiyacımız vardır. Bunun için se kendimize zaman ayırarak
vicdanımızın sesini dinlemek, ruhumuzu dinlendirmek, onun isteklerine kulak
vermek gerekir. Yaşamı anlamlı kılmanın temel nedeni sağlıklı bir ruh yapısına
sahip olmak değil mi? Bu yaşam
şartlarında pek olası gibi gözükmese de olanaksız değildir...
Ben de bu düşünceyle okurlarıma
nefes aldırmak amacıyla “Yolculuk” kitabımda kişiye kendine yönelmesini,
kendini tanımasını, kendisine zaman ayırmasını, kendini sevmesi ve kendisiyle
barışık yaşaması için kapı aralamaya çalıştım. Anlayacağınız bu kitapla okur kendi
iç dünyasına yolculuk yapacak...
Kitabımı yaşanmış öykülerden kurguladım, filozofların
sözleriyle de süslemeye çalıştım. Uyanış Yayınevinden çıktı. 160 sayfalık çabuk okunabilecek bir kitap. Kişisel gelişim kitaplarını sevenlerin
beğenebileceği bir kitap diye düşünüyorum.
Tekrar aranızda olmaktan
mutluluk duydum.
Hani bazen hayat üzerimize çöreklenir de nefes alamaz
hale geliriz ya, her şey üst üste gelmiştir. Bundan dolayı iç dünyamızda tarif
edemeyeceğimiz sıkıntılar, hüzünler yaşarız. Hani dokunsalar ağlayacak gibi
oluruz ya bazen, içimizden hiçbir şey yapmak gelmez. Kendimizi çaresiz,
mücadelesiz onca kalabalığın içinde yapayalnız hissederiz. Her şeyi olduğu gibi
bırakıp kaçmak isteriz hani... Bizi tanıyan bilen olmayan bir yere kaçıp
gizlenmek, yok olmak isteriz.
Bu düşünce
insanın kendinden kaçma isteğidir. Peki ama insan
kendinden kaçabilir mi? Ya da insan neden kendinden kaçmak ister?
İnsanın bu denli kendinden uzaklaşmak isteği, onun yaşadığı toplumun
dayattığı yaşam tarzı ve devamında oluşan duygu birikiminin insan ruhunda
yarattığı olumsuz etkinin bir sonucudur.
Her
insan, hayatını kendi istediği şekilde özgürce yaşamak, onu istediği gibi
düzenlemek ve denetlemek ister. Peki kaçımız yaşamak istediğimiz hayatı yaşama
cesaretini gösterebiliyoruz? Yaşadığımız hayat gerçekte yaşamak istediğimiz
hayat mı? Hayatımızla ilgili verdiğimiz kararlarda özgür müyüz?
İşte
tüm bu ve benzer soruların yanıtını bu kitapta bulacaksınız. Ayrıca bu kitapta okurlarıma;
iç dünyasına yolculuk yaptırarak oradaki kendini tanımasına, anlamasına, sevmesine
ve kendisiyle barışarak, mutlu yaşaması için bir kapı aralamaya çalıştım. Peki
siz kendinizi tanımaya, anlamaya ve
sevmeye var mısınız?